Mart soğuğu bir hayli hissettirdi bu sene. Kimine kapıdan baktıracak kimini kalbinden.  Tüylerim diken diken yürüyorum yorgun ayaklarımın üzerinde. Üzerimde en sevdiğim kürk manto, eve yetişme, hayatı geçiştirme serüveni. Devamlı sıradan. Devam eden bir sis var, kafam kadar bulanık mı çözemiyorum. Biraz da yağmur, bende varım der gibi . Işıklara geldik ben ve kafamdaki sesler. Arabalar geçiyor. İnsanlar yarışıyor birbirleriyle ve zamanla. Tam şuan diyorum geçen ilk arabanın önüne atsam bedenimi. Bıraksam mesele bir an. Sadece o an.. Sesler sussa, yarış bitse ve renkler silinse aklıma gelmesen. Şu içinde bulunduğum zaman yitip gitse ne olur. Eve yetişme telaşı olmadan, hayal kırıklıklarıma bir yenisi eklenmeden. Sisle beraber yükselse ruhum? Bedenim rahatlamaz mı?? Biraz acı biraz kan ve sonra sessizlik boşluk.  Sesler bıraksa gitse mesela. Yalnız ölüm ve ben olsam. Bıraksam huzurlu kollarına kendimi.  

Bilmiyorum hikayeme mutlu bir son yazmak isterken içime doğan karanlık yap şunu artık diyor. Dinleme ve sadece at kendini. İnsanlara seni anlamaları için çok zaman verdin bak kör  gözler diyor. Kalp körlüğü geçmez ki.Susmaları için zaman tanırken ayaklarım bir ileri bir geri..  Sonra duruyorum sen geliyorsun İstanbul geliyor gözüme. bu şehir camdan bir hapis sanki. Demir parmaklığı gökyüzünden, Sen kokan, sana çıkan sokağı. Buram buram sen olan. Düşünüyorum ki hiçbiriniz tanımıyorsunuz beni.anlamıyorsunuz çabalamadınız hiç, dinlemediniz . Oysa bak düşüncelerim hep burda. Bende burdayım. Sizde burdasınız ama gerisi yok. Binlerce yabancıdan ibaret etrafımın kuru kalabalığı. Şimdi hayatımın kıyısında atsam kendimi kaç kişi üzülür düşünüyorum ama neden? Beni çokça önce terk etmedi mi onlar? Biliyor musun herkes beni terk etti şu içimdeki sesler hariç. Herkese inatla daha bir gürleşti sesleri. Daha bir derin. Karanlıkla dans ediyorum böylece, sesler saçlarımı okşuyor.  Sanki sadece ben varım diyor. Yap artık diyor. Bak şu an tam zamanı...

ellerim ısınıyor önce, sonra küt küt kalbim. Sonra acı bir rüzgar esiyor. Sert bir tokat gibi. Ölmekten değil de bu kokuyu bir daha alamamaktan. Ölmekten değil de yarım kalmaktan, hayatım yarım kalmakla doluyken. Ölmekten değil de şöyle içimi size dökememekten, hüngür hüngür ağlamadan. Kendimle sizi tanıştırmadan. En çok da kendi kendimi tanımadan gitmekten. Kalbinin kalbime kıyısı olmadan.

Ölmekten değil de annemi daha fazla üzmek istememekten.  Hiç sevilmeden gitmekten. 


Yeşil yandı ben böyle olduğum yerde yine zamanları eğlerken. Kaç dakika geçti bilmiyorum. Sis geçer mi bilmiyorum.  Ne kadar daha yaşarım bilmiyorum tabi yaşamaksa bu. Deliriyor muyum bilmiyorum

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Veda

DUVARLAR5

Pişmanlık