Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kız kulesi, Galata

Benim kalbimin dört yapraklı goncası.. Seni sevmek ne yüce şey değil mi sen ne hoşsun, adınla başlayan sabah ne hoş. Galata’nın bu şehirde olması.. Kızkulesini selamlaması bu şehrin sularının. Aidiyet hissedince aşk ne hoş.  Kalbim öylesine bir boşlukta lanetliydi ki şimdi onun tamamı sensin. Anlamı, sen, aşkı tanımlayan her ne varsa sen.. Öyle güzelsin ki baktıkça başım döner, sevdikçe nevrim. Bir kere öpsem ikinin hatrı kalır, iki kere öpsem üçüncüden sakınırım. Kendi gözlerimden esirgerim seni. Saklarım.  Ah sevgilim. Suların ortasında, martılar öpücük yollar rüzgarımla sana, kokunu verir Meltem. Aşkımızın üzerine güneş doğar. Seninle açar gözünü sabaha İstanbul. Sen benim için nesin hiç bilmezsin. Ah sevgilim. Nasıl severim bilmezsin. Bilmezsin..

Kalbimin günlükleri

Bir yalın şarkısında düştün aklıma şayet. Açtım kalp günlüğümü. Hoş beyninde kalbinde ruhunda izim kalmamış gibi. Kolay yol yok, bazı duygular biraz meşakkatli.Sana kalbim hep deniz. Duygularım gelgit. İttikçe çekiyorum seni kalbime. Sanki hiç gitmemişsin. Sanki olaylar hiç yaşanmamış. Bu denli ayıpsız ve dostça ayrılıkların ardından yitip giden arkadaşlığımızı özlüyorum. Her İstanbul’a gelişinde Alo demeden beni görmeden gitmemeni. Kokunu, en çok ta sesini. Çünkü fotoğraflarda yüzünü seçsemde sesin ara sıra pürüzleniyor hafızamda. Bilakis kokunda öyle. Sürekli içi dolmayan boşluklar döngüsü. Şimdi ise belli Aralık’la girdiğin rüyalarımdasın. Aklımı kalbimi karıştırdıktan sonra bilinçaltımı alt üst eden özlem duygusu. Ve senin resimlerine bakmamın bile seni rahatsız edişi. Kırılmalarımın sonu buna olmuştu üstelik. Yanıt alamadığım msjlar. Bu duruma gelişimizi kendime mi bağlayayım, daha ne kadar dövünüp yakınayım İnan bilmiyorum. Ruhum ruhunu ne zaman bırakır. Ne zaman düşeceksin gönl

🍀

Ki bakışın, ben ömrümde böyle manzaraya dalmamıştım.  Her göz kırpışında kirpiklerinden sıyrılan ışığın,  Ufak ufak tebessümün.  Sahi yüzünün her ayrıntısı ne hoş ne özel değil mi? Sen ne hoşsun. Aşk ne hoş.  Bu şehir, sokaklar.. Çengelköy, Üsküdar. Seni anımsatan ve sana dair ne varsa.. Ruhuna ruhum tutulmuş, Kalbine kalbim. Sesin kulağıma kazınan en mutlak melodi. Huzur sensin, kalbin evim.

Kalbime

Kulaklarımın duyduğu en güzel kelime adın. Güneş gibi doğuyorsun dudaklarıma. Daimi evin olan kalbime. Ev diyorum şayet en doğru tanım bu. Seni anlatan ve ikimizi. Canımın nasıl yandığını bilmemen.. Yıkık dökük duvarları olan derme çatma, bir okadar da anılarıyla sarayı anımsatan ruhumu içimi ısıtan bir ev. Ne yazık değil mi bu dünyada açtığın yarayı saracak kimse yok. Buna hevesim de... Senden vazgeçmek o eve veda etmek gibi. İlk aklıma düşüşünde o eve koşmak.. Kirpiklerime doluyor ışığın. Pencereme.Gözlerime doluyorsun. Kalbime Seninle kapattığım o kapıyı koşa koşa Sana açıyorum. Hoş kapıda bekleyen sen olduktan  sonra, evin ocağın ne önemi var değil mi? Zaman seni bana verirse birgün o eve çok iyi bak olur mu?

Memleket

Bugün insanlara baktığımızda gördüğümüz en büyük fiil göç etmeleri . Kiminin beyinleri, kiminin Gönüller’i, kimi göçler bedenden ibaret kimi göçler birçok hayatı ardında bırakmak zorunda kalarak gelişir. İşte böyle bir vakitte sordum kendime Aycan senin göçün nereye? Vücudum İstanbul sınırlarında kendi ruhunu ararken içimdeki çocuğun Akdeniz kıyısında şarkı söyleyerek dans ettiğine şahit oldum. Ilık esen rüzgar, uçuşan pileli elbisem, dudaklarımda mutluluk busesi. Sahiden doğduğum yere miydi aitliğim? Hiç olmadığım kadar mutlu olduğum şehirde mi. Benim gibi bu denli aitlik arayışında olan insanlara şahit oluyorum. Uzun seneler kendi köylerine kentlerinde yaşayıp İstanbul’a göç ettikten sonra toprak kokusuyla kavrulan insanlar .. Eğitim için gittikleri şehirde köklerini bulup birdaha geri dönmeyenler .. İstanbul’dan vazgeçemeyenler. Ve hiç bilmediği  bir diyara belli zorunluluklarla savaştan, kandan kaçarak gerçekleşen. Ardında binlerce öykü  bir karanlığa doğru giderek. Herkes eksik

Sevgi

Sevgi ne büyük ne yüce şey değil mi?  Kalıplara sokmadan, büyüsünü kaybetmeden serbest bırakınca olduğu ortamı tümüyle kaplıyor. Tıpkı hava gibi bazen de gökyüzü ✨  Biçimlendirmeyi bırakıp sadece sevgiye odaklanınca aldığımız her nefesle karışıyor vücudumuza. Bir bütün oluyoruz, sevgi ekiyoruz. Sevgi yok olmaz biçim değiştirir derdim hayatım boyunca . Nefret olur, aşk olur, Özlem  olur. Bir insana daima aşkla bakılır mı bilmem ama her bakışta farklı duygular yaşamanın büyüsünün herşeyin ötesinde olduğunu biliyorum. Kalıpları kaldırınca bu duygunun her haliyle karmanlanıp büyülediğini inanıyorum insanları. Aynı insana birçok pencereden bakmak, o insanla tüm duyguları yaşamak.. Sevin. sevin ve öyle  güzel çiçekler ekin ki bahçenize. Dikenler toprakları sarmasın. Sarılın,  güzel insanlar, güzel anılar bırakın . Belki de sarılmak dünyanın en yan etkisiz antidepresanıdır. Sevin. Öyle çok sevin ki kalbiniz uyansın. Sevgisiz insan evreni güzel bilmez. Önce dikeni görür, bardağın b