Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DUVARLAR2

Öyle adaletsiz dünyada öyle korunmasız gelmiştik ki dünyaya hepimizin dizleri paramparçaydı. Hepimizin yarınları. Yaralar öyle derin ve öyle elzem bir yerde demiştim geçen yazımda anladım ki anlattıkça, yarayı paylaştıkça bu yara başka bedenlerde de dengini buluyor. Yüzlerce kadın üzerinden yüzlerce ayrı yara ayrı ayrı hayat hikayeleri. Her işittiğim bir öncekini aratıyor, her gözyaşı aslında bir sonraki için akıyordu artık. Türkiye’ nin en büyük yarasıydı aslında kızçocukları.  Duvarlar demiştim hep kendi hikayeme..  Bu öyle bir yara ki ben koşmak istediğimde daha çok kanıyor. Adım attığımda öyle acıtıyor ki. Ve susmak, durmak en bildiğim şey. Oysa ben artık kendim olmak istiyorum. Koşmak, ip atlamak.. Bir güncük hayatımdan korkuyu uzaklaştırmak istiyorum mesela. Birbaşıma bir gün geçirmek. Sahi ben kendimle başbaşayken kimdim?  İnsanın kendinden korkması nedir biliyor musunuz?? Hiç hatırlamak istemediği olayları beynin ısıtıp ısıtıp öne çıkarması, her aynaya baktığında o u

Zamanı Paylaşmak

Yolumun yarısında nasıl bir insan olduğumu; etrafımdakileri keşfederken birçok şeyin daha farkına vardım. Farkındalık gerçekten çok önemli. Güzel mekanlar gezmek, kaliteli cafelerde restauranlarda yemek yemek güzel olabilir ama bunu güzelleştiren yanımızdaki insanlar. Belki binlerce kez Beşiktaş sahile gittim, binlerce vapura bindim ama her seferinde hissettiğim şey farklıydı. Aynı çerçeveden farklı anılara odaklanabiliyoruz. Aynı çerçeveden farklı dünyalar... Bunun içindir aynı biyolojik sisteme, aynı yapı ve organlara sahipken karakterlerimizin, düşüncelerimizin farklı olması. Kaliteli insan olmak da bizim elimizde. Aynı çerçeveden aynı noktaya odaklanmak veya yeni ayrıntılara kapılmak da... Öğreniyorum. Her geçen zaman dilimi, vakit geçirdiğim her insan beni büyütüyor. Oturup bi çay bahçesinde bir çay içerek gülmekten karnımı ağrıttığım anılarım var. Güzel cafelerde sus pus oturduğum memnuniyetsiz kaldığım zamanlar da. Bir hastane bahçesinde sıcak çikolata içerken bir yandan düşündü

DUVARLAR1

Ben çatıkatında ağlamaktan gözleri mosmor olmuş küçük kızı bilirim.Birde duvarları.Duvarlar iyi sırdaştır.Anlatırsın,ağlatırsın,kandırırsın, iyi bir dosttur.Oyuncağı çalınmış: bir günde on yaş yaşlanmış kızı blirim.Dertleri boyunu aşmış.Sabahlara kadar ağlamışta, sabah umutlarını gemi yapmış.Hayallerini bir çırpıda uçuran  kızı bilirim.Geleceğinin cenaze namazını kılmış.Herkes çektiği kadar bilir, bildiği kadar konuşur.Anlatsa bir psikoloğu delirtir. Ben o kızçocuğunu bilirim.Suskun.cılız.içinekapanık. Yazıp yazıp silen, silinmeyenleri gömen kızı. Her gece bir mucize için dua eden.Kanatları kırıkken başka kuşlara yuva olan o kızı bilirim .Bilirim de susarım.Duvarlar da beni bilir.ANLAR.Ben anlatırım o ağlar, o susar ben ağlarım.Dedim ya duvarlar iyi dosttur.Güzel sır saklar,güzel yara sarar. Zaman gibi... Zamanı karşısına almış,onunla saklanmaç oynamış kızı da bilirim. Zaman sizi uyutur.Tam sildim derken sirkeler,sobeler.Haftalar,aylar yıllar geçer. Geçer de büyütür.En iyi dostum duvar

kalabalık aile olmak

Resim
İlk duyduğunda bütün arkadaşlarım şaşırmıştı.5 kız kardeştik ve en büyük bendim. Çok iyi hatırlıyorum henüz 7 yaşında ve birinci sınıftaydım. Koşa koşa gitmiştim eve minicik kardeşime meraba demek için. Bu ailemiz için büyük bir olaydı. Kızkardeşimle aramızda 1.5 yaş olduğu için ikiz gibi büyümüştük hep.Evde hep ikimizin kahkahası,evin tatlı şımarık iki kızı. Sonra Sevcan doğdu. Abla olmanın o tatlı,maceralı,nefis duygusunu bir kez daha tattım. Ve benim 5 yaşındaki kardeşimin ilk abla olma macerasıydı. Sevcan 1 yaşına girmeden bir haber aldık. Annem 7.5 aylık hamileydi! ve bu bebek ikizdi. Sevinç ve şaşkınlık arasına duygu çıkmazına girmiştik ki doktor bebeklerin yapışık olduğunu söyledi. Ama nasıl dedim? anne bebekler nasıl yapışık olacak? Gözyaşları kalp krizleri birbiri ardınca giderken anne birçok ultrasona girdi. Doğuma 1.5 ay var ve bebekler siyam ikizi. Doğum nasıl olacak sağlıkları yerinde mi derken son kez bir doktor muayene etti ve bebeklerin yanılttığını sağlıklı iki kız beb

zamanı harcamak

Oturup saatlerce düşündüm. Yeni arayışlar, sorgular , nedenler arasında kaybettim kendimi. Bu bedende bu ruhta şu kafa yapısında koskoca! 21 yıl. Geri dönüp baktığımda yıpratılmış birçok kıyafet, tatmin etmeyen bir eğitim, bolca hayal kırıklığı... Şükredebildiğim, bana huzur veren ve her zaman iyiki diyebileceğim bir ailem; ailemin de içinde görüğüm sayılı dostlarım vardı. Dost diyorum iyi bakın. Harcadığım ve harcandığım en büyük konuların arasında birinci sıradaydı. Kendimden gitti, enerjimden gitti, gözlerimden gitti, zamanımdan gitti. İnsan küçükken efrafım kalabalık olsun güvende hissederim diyor. 20 30 kişiyle aynı anda dost olamazsınız. Aynı sevgiyi değeri veremezsiniz. Yaş gittikçe ergenlik üzerimden ağır ağır çekildikçe dostlarımla, dost sandıklarımla sınandığımı anladım. Bakın yine zamanımdan gitti. Zamanın aile yapımız üzerinde de bir hayli yeri vardır. Annemi bir yıl yatağa bağlayan yürüyemez hale getirende zamandı. Allah'ım canını al da daha fazla acı çekmesin ağlaması

Pişmanlık

Pişman oldu adam.Ardına bakmadan çıktığı kapıdan  ansızın  içeri girdi. Ben merhemim izin ver iyileştireyim  dedi.Gülümsedi. Allak bullak oldu kadın.Adam uzun uzun baktı; ilk elini tutuşu,ilk sarılışındaki gibi.Bilirim bu bakışı.. seni seviyorum der gibi, af diler gibi,sen denizsin ben liman der gibi.. Seni paramparça eden de sarmaya gelen de benim der gibi.... 2 damla düştü kadından. gelişi gidişinden daha çok üzen; yüzüstü bırakan adama gönlünü teslim edemezdi. Eline bir avuç tuz aldı yarasına bastı kadın. 2 damla gözyaşına binlercesini ekledi. Vazgeçti kadın. sevdiğinden geçti,kendinden geçti,hayallerinden geçti. Gitti. Adam birgün GALATA oldu kadın hep KIZKULESİ kaldı.