DUVARLAR2
Öyle adaletsiz dünyada öyle korunmasız gelmiştik ki dünyaya hepimizin dizleri paramparçaydı. Hepimizin yarınları. Yaralar öyle derin ve öyle elzem bir yerde demiştim geçen yazımda anladım ki anlattıkça, yarayı paylaştıkça bu yara başka bedenlerde de dengini buluyor. Yüzlerce kadın üzerinden yüzlerce ayrı yara ayrı ayrı hayat hikayeleri. Her işittiğim bir öncekini aratıyor, her gözyaşı aslında bir sonraki için akıyordu artık. Türkiye’ nin en büyük yarasıydı aslında kızçocukları. Duvarlar demiştim hep kendi hikayeme.. Bu öyle bir yara ki ben koşmak istediğimde daha çok kanıyor. Adım attığımda öyle acıtıyor ki. Ve susmak, durmak en bildiğim şey. Oysa ben artık kendim olmak istiyorum. Koşmak, ip atlamak.. Bir güncük hayatımdan korkuyu uzaklaştırmak istiyorum mesela. Birbaşıma bir gün geçirmek. Sahi ben kendimle başbaşayken kimdim? İnsanın kendinden korkması nedir biliyor musunuz?? Hiç hatırlamak istemediği olayları beynin ısıtıp ısıtıp öne çıkarması, her aynaya baktığında o u