Veda


Geçen gün kızlarla  hayatım üzerine konuşurken konu gönül bağına gelince ‘ben hala annesiyle  gezdiğimiz evde o mutfakta ona  yemek yaptığımı hayal ediyorum, ben bu anıya nasıl ihanet eder birini severim’ demiştim. Seninle yaşayacağım bir evde seninle kitaplarımızın buluşacağı odadaki kitaplığı düşünmek (!) biliyor musun kendimle kavga ediyordum salak gibi olmayacağım evin duvarları üzerine.Sırf bu ihtimal için bile olsa konuş ve bu anlamsızlığa bir anlam bağla demişlerdi. Hayatını daha yaşanılır ihtimaller üzerine kur. Sevildiğin birini sev biraz da. 


İşte ben sana tam da öyle bir günde döndün mü diye yazmıştım. Galatadaydım.  Ve sen bana yalan söylemişsin. Yalanına değil de gerçekleri söylememe yetine kızdım. Kızmak da denmez ki buna. Kendi duygularına sahip çıkmayıp kaçamak bir yalana başvurmak. 

Sonra 2. Tokat da sanırım bana gelen ayı üzerine olmuştu. Benim başka biri tarafından değer görme ihtimalimi hiçe sayarak, ben ne yapıcam bu olay üzerime kaldı demen. Ben sana hiçbir zaman yük olmadım ki. Ne acı ne ayıp.


Sürekli düşündüm. Telefonum günlerce susmadı. Herkese tek tek ayrıldığımızı anlattım.Tüm dünyam senin üzerinde dönüyordu değil mi.  O dünyayı benim başıma yıktılar. Beni yargıladılar, ayıpladılar, günlerce ağlattılar.Ama seni andığımda bunca şeye rağmen hepsi için değer diyordum. Yine olsa yine yaşardım. Yine olsa yine yaşarım. Ama sen Üsküdar’da kızkılesine baka baka benim burda mısın soruma döndüm demişsin.Keşke sende kendi duygularına sahip çıksaydın. Deseydin ki istemiyorum.. Benim Galata’m bu değildi ki. Benim Galata’m ulaşılmazdı. Sertti. Yalancı değildi...


Ben seni tanımamışım ki. Ben seni hiç tanımadım ki. Sen hep geldin, gittin, geldin. Ben seni kazanırken hep kaybettim , şimdi anlıyorum ki beni sev diye uğraşırken seni kaçırmışım, tanışmayı, anı. Şimdi senin bana baktığın pencereden gözlerine bakıyorum da.. sen bana yabancısın, gözlerin yabancı ne acı bana ne ayıp..


Şimdi o yarısı olmayan hikayemize baktığımda o manzarayı göremiyorum. O adamı göremiyorum. Sahi nasıl bir adam gördüm ki ben? bu kadar yıpratmana, sevmemene rağmen neden direttim seni sevmek üzerine. Ben düşüncelerine, sevgisine, sevmemesine, kararlarına sahip çıkamayan bir adam sevmedim. Ben kendimi sevmezken seni neden sevdim ki? ‘Sevgi bir gün biter diyen adam sevmiş olamam ki ben! Ben seni anlatırken sevgi bitmez şekil değiştirir demiştim oysaki, aşk olur, Sevda olur, arkadaşlık olur, yâr olur. Biri gidince birinizde sevdim seni o tükenince diğerine evrildi kalbim.Yara diye anlatmadım seni hiç. Ki şimdi ‘yara’ demek yaşadıklarıma gölge olur.Böyle olduğunu bilmektense feci bir şekilde can vermeyi dilerdim. İşte o zaman canım bu kadar yanmazdı. Keşke benim tanıdığım şekilde kalsaydın. Bütün bunları duymasaydım.  Ozaman seve seve can verirdim biliyor musun. Ben o Yavuz’un ulaşılmazlığı için tek kirpiği için paramparça ölmeyi göze alırdım. 


Sana yemin edebilirim ki birdaha böyle sevilmeyeceksin. Seni tanımadan sana böyle anlam yüklemeyecekler. Kimsenin evinde köşen olmayacak. Benim hayal kurduğum ev nasip olmayacak sana biliyor musun . Balıkesir sana imkansız kalacak. Ve bende de senin parçaların kaldığı sürece ömür boyu eksik kalıcam hayata. Sen benim düşünce depremimsin. Bak döngün bende bir yara daha açtı... Bak bunun için bile karma peşini bırakmayacak....



 Bazen seni kafamdan uydurmuşum gibime geliyor. Hatta daha da fazlası ben seni kafamda yaratmışım. Bildiğim adamı ve anlatmadıklarını harmanlayıp.




Hayatına bak diyenler haklı. Bekleme diyenler haklı. Sen de haklıydın ki sevgi bir gün bitiyor.  Şimdi seni yerine koyabileceğim hiçbir döngü yok. İstanbulsa  Galata ve Kız kulesini deniziyle ayırmakla haklıydı...


Herkes haklı biliyor musun?


Bende haklıyım ama haklı olmak mutlu etmiyor. 

Şimdi senden ve Galata’dan nefret ederek geçecek günlerim. Mutlu ol istiyorum  yine de. Sevdiğin kadar sevil. Öyle güzel yaşa ki anım kalmasın zihninde.

Ve sen kızkulesine baka baka Üsküdardayken döndüm dedin ya bana. Birdaha kızkulesine yolun düşmesin. Eğer Allah’ın adaleti varsa, denizin dahi olmadığı bir şehirde devam etsin hikayen. Görmezden geldiğin elinin tersiyle ittiğin liman olmadığın o deniz var ya hani kızkulesine liman olucaktın söz vermiştin. Somsoğuk bir şehirde denizin bir damla nemine muhtaç ol. Kalbin kadar soğuk bir şehirde kalbini ısıtmaya çalış. Çok zengin ol, istediğin her şeyi elde et ama kimse benim sevdiğim gibi sevemesin seni. Çünkü sen sadece bunu hakediyorsun.


Sana senin gözlerinle bakılan bir hayat diliyorum.Değer verdiğin kadar değer gördüğün. 


Umarım kalpkafesin İmkansız gördüğün birine aralanır. Aşık olmanı istiyorum. Çünkü beni ancak aşık olduğun zaman anlayacaksın. Hayal kurduğun evin duvarlarıyla baş başa terk edildiğin zaman. Umarım sen akıl sağlığını korumayı başarırsın benim için zordu çünkü.


Sen benim düşünce depremimsin ki Tanrının adaleti varsa karmam seninle olur. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DUVARLAR5

Pişmanlık